İLETİŞİM ADRESİ
scihanker@gmail.com
10 Haziran 2013 Pazartesi
HAKKIMDA
KENDİ HALİNDE GARİBAN BİR ÖĞRETMEN. ŞİMDİLİK İMAMOĞLU CUMHURİYET İLKOKULUNDA ÇALIŞIYOR. EĞİTİM İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPMAK İÇİN YAŞIYOR. HER TÜRLÜ KÜLTÜREL ORGANİZASYONA KATILMAK İÇİN CAN ATIYOR...
YAŞAMAYA DAİR
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle
yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında
ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye
alacaksın,
yani o derecede,
öylesine ki,
mesela, kolların bağlı
arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman
gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye
alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela,
zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
Diyelim ki, ağır
ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse
de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz
anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye
bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla
bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye
deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda,
daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla
bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene
olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla
birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları,
kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede
olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
1948
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir
yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız
zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün
birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi
de değil,
boş bir ceviz gibi
yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı
bunun,
duyulacak mahzunluğu
şimdiden.
Böylesine sevilecek bu
dünya
"Yaşadım"
diyebilmen için...