16 Ağustos 2015 Pazar

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN

çocuklarda özgüven

Kendini okyanusta bir damla sanma.
Bir damlanın içinde kocaman bir okyanussun.
                                                                         Mevlana

Son zamanlarda anne babalar bir çok konuda çocukları için karar vermekte hatta onlara seçme şansı bile bırakmamaktadır.

Çocukları için her şeyi yapan bu anne babalar, bunları yaparken çocuklarını düşündükleri, onlar için yaptıkları tezini ortaya atarlar ve genellikle kendilerini bu şekilde savunurlar.


Peki bir çocuğun her şeyini anne babanın yapması ne kadar doğrudur?
Yada bu olay  gerçekten anne  babaların iddia ettikleri gibi çocukları için yararlı mıdır?

Çocuklar küçük yaşlardan beri kendilerinin neler yapabileceklerini keşfetmeye başlarlar. Bunları yaparken de özgünvenlerini geliştirmiş olacaklardır.

Eğer anne babalar çocuklarının her istediklerini yaparlar ve onlara yapma şansı vermezler ise çocuklarının özgüvenlerine zarar vermiş olurlar.

Peki özgüven nedir?

Özgüven; kişinin kendisinin neler yapabileceğinin yada yapamayacağı şeylerin farkında olması, olumlu yada olumsuz duygularını bilmesi, kendisini yetenekleri ve korkularıyla tanıması, kendini en temel hali ile kabul etmesi ve kendisi ile barışık yaşaması demektir.

Kısacası özgüven kendini tanıması ve  değerli hissetmesidir.







Özgüven çocuklar da kendini tanıma süreci ile başlamaktadır. Çocukluk yıllarında özgüveni tam olarak kazanamamış insanlar ilerleyen yaşlarda bu konuda kendisinde güvensizlik duyacaklar,“Aceba yapabilecekmiyim”. “Yapamazsam rezil olurum”. Sözleri ile kendi içlerinde çelişkiye düşeceklerdir.

Çocuklarının sorumluluk almasını istemeyen anne baba bir süre sonra çocuğu kendilerine bağımlı hale getireceklerdir. Bu durumda çocuk özgüvenini kaybedecek ve beraberinde problem çözme becerileri gelişmeyecektir.

Bir diğer hatalı davranış çocuğun kıyaslanmasıdır.

Bilirsiniz bizim toplumda bir “elalemin çocukları” vardır. Onlar her şeyi harika yaparlar. Genellikle anne babalarda çocuğuna örnek gösterdiğini düşünerek bu çocuklarla kendi çocuklarını kıyaslarlar.

Anne babalar farkında olmasa da çocuklar bu durumun fazlası ile farkındadırlar.

İlerleyen yıllarda okula başlayan çocuk akedemik olarak kıyaslanmaya başladığında ise  özgüvenini tamamen kaybedebilir.

Aslında her anne baba çocuklarının kendine güvenmesini ve yetişkin olduklarında ayakta durabilemelerini istemektedirler.

Ancak çocukluk yaşlardan itibaren yapılan yanlışlar bu durumu imkansız hale getirebilir.

Peki anne babalar neler yapmalıdırlar?

Anne babalar çocuklarının yapmak istediklerini ve gelişimini  destekler, onlara seçme şansı verirler ise çocuklarının özgüvenini desteklemiş olurlar.

Onları diğer arkadaşları ile kıyaslamak yerini onları bu haliyle kabullenir iseler, çocuklara da kendilerini en doğal hali ile kabul etmelerine yardımcı olacaklardır.

Yeri geldiğinde onları cesaretlendirmeleri gerekmektedir.



Yaptıkları işlerde sevgiyi, ihtiyaç duyduğu ilgi ve yakınlığı gösteren , fikirlerini destekleyen, çocuğuna güvenen,  başarısız dahi olsa çabasını alkışlayan, hatta tekrar denemesi için onu cesaretlendiren bir anne baba çocuklarının özgüvenini kendiliğinden oluşmasını desteklemiş olacaklardır.

Unutmayın herkes hata yapabilir ki konuştuğumuz kişi çocuk olunca hata yapması çok normaldir.

Önemli olan hatalardan ders alarak tekrar tekrar denemektir ki buda çok iyi bir özgüven gerektirir.

Başarılı insanların özgüvenlerinin yüksek olmasının en büyük nedeni kendilerine bu özgüveni kazandıran insanlardır.

Özetle çocuklarınız sizlerin düşüncesine göre şekillenmeyebilir.
Lütfen çocuklarımızı kendi kafamızdaki şekle girmeye zorlamayalım. Onlara seçme şansı verlim, fikirlerine saygı gösterelim.


Özgüveni geliştirmek için başka neler yapabilirim?

ü Çocuğa sınırların belli olduğu ve sevginin açıkça ifade edildiği olumlu bir ev yaşamı sağlanmalıdır. Böyle bir ev ortamında yetişen çocuğun, hem akademik, hem de kişisel özgüveninin temeli oluşturulmuştur.

ü Anne-babanın çocuğundan beklentileri onun yetenekleri ve yapabilirliği ile kıyaslandığında gerçekçi olmalıdır.

ü Okulla ilgili yetersizliklerinden çok başarılarının üzerinde durulmalıdır. Bir dersten aldığı düşük bir not, diğer dersteki çalışma ve başarısını gölgelememelidir.

ü Başarıyla sonuçlanmasa bile çabaları takdir edilmelidir. Bir çocuğun anne-babası tarafından, "Öğrenmeye çalışmandan gurur duyuyorum", "İyi çalışman beni mutlu ediyor" gibi sözlerle yüreklendirilmesi, çocuğun daha çok çaba harcaması için onu motive edecek, mücadele gücünü geliştirecektir.

ü Başarıları kadar gösterdiği gelişme ve ilerlemeler de çocuğun dün yapamadıkları ile bugün yapabildikleri karşılaştırılarak somut olarak ortaya konmalıdır.

ü Çocuğa kendi işini kendisinin yapması için fırsat tanınmalı, kendi başına yapabileceği işler bir yetişkin tarafından yapılmamalıdır.

ü Sosyal muhakemesini geliştirmek için sorunu onun adına çözülmemeli, çözüm bulmasına yardımcı olunmalı, alternatifler üzerine düşünmesi sağlanmalıdır.

ü Başladığı işi bitirmesi konusunda motive edilmeli, destek ve model olunmalıdır.

ü Başarısız olduğunda nedenlere birlikte bakıp daha sonraki denemeleri için yüreklendirilmeli, mücadele etmesi sağlanmalıdır.

ü Çocuğun; duygu, düşünce ve inançlarını; açık dürüst ve başkalarının haklarını ihlal etmeden, karşısındaki kişiyi aşağılamadan ve incitmeden ifade etmesi sağlanmalıdır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder