4 Ağustos 2015 Salı

SORGULAMAK


sorgulamak, eleştirel düşünmek
SOKRATES’ DEN SHERLOCK HOLMES’E”
“SORGULAMAK”
Son zamanlarda insanlar sorup sorgulamaz oldular. Bir çeşit akıl tutulmasındalar sanki. Okumuş insanlar dahi telefon ile dolandırılmaya başladılar.
 Peki ne oldu.
 İnsanlar ödül kazandınız deyince hemen sevinçten eli ayağına dolaşıp dolandırıcıların tuzağına kolayca düşüveriyorlar.
 Neden çıktı ,nasıl çıktı, nereden çıktı bu ödül demeden sorgulamadan kabul ediyorlar.
İnsan hiç düşünmez mi bir sorup sorgulamaz mı? Diyesi geliyor insanın.
Peki sorup sorgulamak bu kadar önemli mi? Yada sorular yardımı ile düşünmek.
Sorular yardımı ile düşünmek deyince hemen aklımıza Sokrates geliyor. Meşhur Doğurtma yöntemi.
Şöyle bir hatırlayalım bakalım. Sokrat ve yöntemini
Sokrates (Sokrat) Kimdir?
Felsefe tarihinin ünlü düşünürü Sokrates M.Ö. 470 veya 469 yılında Atina'da doğdu. 399'da öldürüldü. Sokrates için her şey insandan ibarettir. Bu sebeple hayatını, insanları ve kendini incelemekle geçirmiştir.
Yetiştiği dönemde, Atina her bakımdan alçalmıştır. Çevreden buraya gelen halk (köylüler) çalışmanın adiliğini, zevk ve sefaletin lezzetini öğreniyorlardı. Sokrates, hayatı boyunca bu kötülüklerle mücadele etmiş bilge bir kişidir.
Yalnız O, kendisinde hiçbir çeşit bilgelik hissetmiyordu. Sürekli olarak kendi bilgisizliğini, hiçbir şey bilmediğini söylüyordu. Siyasî hayatın entrikalarını bilmeyen Sokrates'in hayatında, ne okulu ne de kitabı vardır.
 Nerede bir kalabalık görürse oraya sokulur, konuşmaya başlardı. Onu daima zeki ve meraklı gençler kuşatır, O da büyük bir şevk ve heyecanla onlara yeni bilgiler öğretmeye çalışırdı.
Sokrates kendisi hiçbir şey yazmadığı için O'nun fikirlerini öğrencileri Eflatun 'un Diyaloglar'ı ile Xenophon'un "Sokrates'ten Anılar" isimli eserinden öğreniyoruz.

Sokrates’in doğurtma yöntemi
Sokrates bilginin insanda doğuştan olduğunu, bunların hatırlanmasıyla bilginin elde edileceğini söylüyordu. Bu doğuştan olan bilgiyi ortaya çıkarabilmek için özel bir çalışma
gerekir ki, bu Sokrates’in yöntemini oluşturur. Onun yöntemi iki bölümden meydana gelmektedir.
1-      İronie (alay) 2- Maieutique (doğurtma).

1- Alay (ironie) bölümü: Sokrates karşısındaki insanların yanlışlarını düzeltmek ve arkasından doğruları göstermek istiyordu. Bunun için de karşılıklı konuşma diyalog yolunu seçmişti.

Karşılıklı konuşma esnasında karşısındakine "hiç bir şey bilmediğini" söylüyor ve onun fikirlerini söylettiriyordu. Daha sonra bu düşüncelerin yanlışlarını ortaya koyuyordu. Karşısındakinin yanlışlarını bir bir açıklıyor onunla adeta alay ediyordu. Bu sebeple onun bu
ünlü "alaycılığı" yönteminin olumsuz yıkıcı yanı kabul edilmiştir.
2- Doğurtma; maieutique (Fr.), maieutic (İng.), maieutik (Alm.), tevlid (Arapça), istiladiye(Osm.): Bu aşamada karşısındakinin sağlam zannettiği bilgilerini sarstığını görünce Sokrates soru-cevap tekniği ile konuşmaya devam ederek doğruları kendisine bulduruyordu.
 Yani, konuştuğu kimsede doğruyu meydana çıkarmağa girişiyor, onun zihninde saklı olan bilgileri doğurtmaya uğraşıyordu. Bu sanatına da, annesinin ebeliğine benzeterek maieutique (doğurtma, doğurtuculuk, doğum yardımcılığı, ebelik) adını veriyordu.

Sokrates’in yönteminin çok açık bir örneği olan Menon diyalogundan, bu yöntemde uygulanan basamakları şöyle sıralayabiliriz:
1-Sokrates burada, kendisine güvenmediğini ve hiçbir şey bilmediğini söyleyerek
konuşmaya başlıyor.
2- Öğrenmenin bir hatırlama olduğunu söylüyor.
3- Köleye bildiklerinden hareketle adım adım yeni bilgiler veriyor.
4- Ona önce anlatıyor, ardından "değil mi?", "olur mu?", "olmaz mı?", "bulunur mu?", "etmez mi?" gibi sorular soruyor.
5- Köle bu sorulara kısa cevaplar veriyor.
6- Böylece köle bir geometri problemini çözmüş oluyor.
7- Bütün bu bilgilerin, kölenin kendisinde olduğunu, onun sadece bu bilgileri doğurttuğunu söylüyor.
8- Başka bir konuya geçiyor.



Sokrates’in yöntemini şöyle tanımlayabiliriz.
"Önceden özenle düzenlenmiş sorularla karşısındakinin zihninde saklı olan doğruları açığa çıkarma, böylelikle ona gerçeği buldurma temeline dayanan yöntemdir."

Burada bir mola verelim ve biraz düşünelim. Karşımızdaki kişiye soru sorarak fikirlerini değiştirir yada doğruyu buldurabiliriz. Peki ya bizim doğruyu bulmamız için kendimize hangi soruları sormamız yada hangi ipuçlarına bakmamız gerekir.

Sanırım biraz karışık oldu.

Yaşadığımız çağ birazda bilgi kirliliği ile dolu. Hergün yeni bir bilgi var ama doğrumu yanlışmı belli değil. Sosyal medyada ortaya çıkan bir resim ortalığı şavaş alanına çevirmeye yetiyor. Ancak o resim doğrumu yanlışmı kimse sormuyor sorgulamıyor. Biraz şüpheci bir yaklaşım olarak görebilirisiniz ancak doğruya ulaşmak o kadar kolay değil.

Şüphecilik deyince aklıma müthiş bir film kahramanı geliyor.
221B Baker Street is the London. Onun ev adresi. Ama tabiiki hayali.

Bilmem hatırladınız mı  Sherlock Holmes.

Kendine has yöntemleri ile her türlü sorunu çözme yeteneği olan ünlü dedektif.
Sherlock Holmes… Hepimizin bildiği gibi, popüler bir dedektif kahramandır. İngiliz yazar Arthur Conan Doyle tarafından 1800lerin sonlarında yayınlanan bir dizi hikaye ve romanla meşhur olur.
Holmes, bu hikayelerde, karakter tahlilindeki başarısı ve muhakeme gücüyle okuyucuları şaşırtmayı başarır. Kâh uyanık tavır takınır, kâh saf ayağına yatar; ama sonuçta hemen her zaman galip çıkar. Garip bir karakterdir, bir yandan uyuşturucu kullanır, bir yandan eskrim yapar.

Peki Sherlock Holmes gibi düşünmek nasıl olur yada neler yapmak gerekir.
1) Temelbilgi: Konu hakkında yeterli bir bilgiye sahip olunması
2) Gözlem: En önemlisi kendiniz dahil her şeyi gözlemlemek.
3) Hayalgücü:Saatlerce haya kurabilmek (çok sabır ister çok)
4) Sonuç Çıkarma: İşin son hali. Nihayi mutluluk.

Şimidi burada verdiğimiz iki örnekte temelde gözlem ve sorgulayı kullanmaktadır.

Peki Sokrates’den Sherlock Holmes’a geçmek zor mu?

Aslına bakarsanız zor değil.

Hatta çok zevkli bir durum.

Tabii etrafınızdakiler sizinle biraz kafa bulacaklar, felsefe yapma diye ortam geyiği olabilirsiniz. Bunlarada dikkat etmekte fayda var.

Sonuç, günümüzde doğru bilgiye ulaşmanın bir çok yolu var ancak burada iki karakter vermek istedim. İster Sokrates gibi isterseniz Sherlock Holmes gibi olmak isteyin fark etmez.
Önemli olan bir şeyi Düşünün ve Sorgulayın.
Soner CİHANKER
Bir sonraki yazım “Eleştirel Düşünce” hakkında olacak.

KAYNAK.
 Selahattin Hilav, 100 Soruda Felsefe El Kitabı (İst. 1981) s. 38.
 Eflatun'un bütün diyaloglarında bu sözler bulunabilir, örneğin, Menon s. 162.
 Macit Gökberk, Felsefe Tarihi (İst. 1988) s. 48.
 S. P. Little, "Maieutic" Harper's Encycolopedia of Religious Education (Newyork 1990) s.605-606.
Eflatun, Theaitetos, s. 189.

http://opereysin.com/arastirma/1983-gercek-sherlock-holmes-kimdi/