“SORGULAMAK”
Son
zamanlarda insanlar sorup sorgulamaz oldular. Bir çeşit akıl tutulmasındalar
sanki. Okumuş insanlar dahi telefon ile dolandırılmaya başladılar.
Peki ne oldu.
İnsanlar ödül kazandınız deyince hemen
sevinçten eli ayağına dolaşıp dolandırıcıların tuzağına kolayca düşüveriyorlar.
İnsan
hiç düşünmez mi bir sorup sorgulamaz mı? Diyesi geliyor insanın.
Peki
sorup sorgulamak bu kadar önemli mi? Yada sorular yardımı ile düşünmek.
Sorular
yardımı ile düşünmek deyince hemen aklımıza Sokrates geliyor.
Meşhur Doğurtma yöntemi.
Şöyle
bir hatırlayalım bakalım. Sokrat ve yöntemini
Sokrates (Sokrat) Kimdir?
Felsefe tarihinin ünlü düşünürü Sokrates M.Ö. 470 veya
469 yılında Atina'da doğdu. 399'da öldürüldü. Sokrates için her şey insandan ibarettir. Bu sebeple hayatını, insanları ve kendini incelemekle
geçirmiştir.
Yetiştiği dönemde, Atina her bakımdan alçalmıştır.
Çevreden buraya gelen halk (köylüler) çalışmanın adiliğini, zevk ve sefaletin
lezzetini öğreniyorlardı. Sokrates, hayatı boyunca bu kötülüklerle mücadele etmiş bilge bir kişidir.
Yalnız O, kendisinde hiçbir çeşit bilgelik hissetmiyordu. Sürekli olarak kendi bilgisizliğini, hiçbir
şey bilmediğini söylüyordu. Siyasî hayatın entrikalarını bilmeyen Sokrates'in
hayatında, ne okulu ne de kitabı vardır.
Nerede bir
kalabalık görürse oraya sokulur, konuşmaya başlardı. Onu daima zeki ve meraklı gençler kuşatır, O da
büyük bir şevk ve heyecanla onlara yeni bilgiler öğretmeye çalışırdı.
Sokrates kendisi hiçbir şey yazmadığı için O'nun
fikirlerini öğrencileri Eflatun 'un
Diyaloglar'ı ile Xenophon'un "Sokrates'ten
Anılar" isimli eserinden öğreniyoruz.
Sokrates’in doğurtma yöntemi
Sokrates
bilginin insanda doğuştan olduğunu, bunların hatırlanmasıyla bilginin elde edileceğini
söylüyordu. Bu doğuştan olan bilgiyi ortaya çıkarabilmek için özel bir çalışma
gerekir
ki, bu Sokrates’in yöntemini oluşturur. Onun yöntemi iki bölümden meydana gelmektedir.
1- İronie (alay) 2- Maieutique (doğurtma).
1- Alay (ironie) bölümü: Sokrates karşısındaki
insanların yanlışlarını düzeltmek ve
arkasından doğruları göstermek istiyordu. Bunun için de karşılıklı konuşma
diyalog yolunu seçmişti.
Karşılıklı konuşma esnasında karşısındakine "hiç bir şey bilmediğini" söylüyor
ve onun fikirlerini söylettiriyordu. Daha sonra bu düşüncelerin yanlışlarını
ortaya koyuyordu. Karşısındakinin yanlışlarını bir bir açıklıyor onunla adeta alay ediyordu. Bu sebeple
onun bu
ünlü
"alaycılığı" yönteminin
olumsuz yıkıcı yanı kabul edilmiştir.
2- Doğurtma; maieutique (Fr.), maieutic (İng.),
maieutik (Alm.), tevlid (Arapça), istiladiye(Osm.): Bu aşamada karşısındakinin sağlam zannettiği bilgilerini sarstığını
görünce Sokrates soru-cevap tekniği ile konuşmaya devam ederek doğruları
kendisine bulduruyordu.
Yani, konuştuğu
kimsede doğruyu meydana çıkarmağa
girişiyor, onun zihninde saklı olan bilgileri doğurtmaya uğraşıyordu. Bu
sanatına da, annesinin ebeliğine
benzeterek maieutique (doğurtma, doğurtuculuk, doğum yardımcılığı, ebelik)
adını veriyordu.
Sokrates’in
yönteminin çok açık bir örneği olan Menon diyalogundan, bu yöntemde uygulanan
basamakları şöyle sıralayabiliriz:
1-Sokrates burada, kendisine güvenmediğini
ve hiçbir şey bilmediğini söyleyerek
konuşmaya başlıyor.
2- Öğrenmenin bir hatırlama olduğunu
söylüyor.
3- Köleye bildiklerinden hareketle adım
adım yeni bilgiler veriyor.
4- Ona önce anlatıyor, ardından "değil
mi?", "olur mu?", "olmaz mı?", "bulunur
mu?", "etmez mi?" gibi sorular soruyor.
5- Köle bu sorulara kısa cevaplar veriyor.
6- Böylece köle bir geometri problemini
çözmüş oluyor.
7- Bütün bu bilgilerin, kölenin kendisinde
olduğunu, onun sadece bu bilgileri doğurttuğunu söylüyor.
8- Başka bir konuya geçiyor.
Sokrates’in yöntemini şöyle
tanımlayabiliriz.
"Önceden özenle düzenlenmiş
sorularla karşısındakinin zihninde saklı olan doğruları açığa çıkarma,
böylelikle ona gerçeği buldurma temeline dayanan yöntemdir."
Burada bir mola verelim ve biraz düşünelim.
Karşımızdaki kişiye soru sorarak fikirlerini değiştirir yada doğruyu
buldurabiliriz. Peki ya bizim doğruyu bulmamız için kendimize hangi soruları
sormamız yada hangi ipuçlarına bakmamız gerekir.
Sanırım
biraz karışık oldu.
Yaşadığımız
çağ birazda bilgi kirliliği ile dolu. Hergün yeni bir bilgi var ama doğrumu
yanlışmı belli değil. Sosyal medyada ortaya çıkan bir resim ortalığı şavaş
alanına çevirmeye yetiyor. Ancak o resim doğrumu yanlışmı kimse sormuyor
sorgulamıyor. Biraz şüpheci bir yaklaşım olarak görebilirisiniz ancak doğruya
ulaşmak o kadar kolay değil.
Şüphecilik
deyince aklıma müthiş bir film kahramanı geliyor.
221B Baker Street is the London.
Onun ev adresi. Ama tabiiki hayali.
Bilmem hatırladınız mı Sherlock Holmes.
Kendine has yöntemleri ile her türlü sorunu çözme yeteneği
olan ünlü dedektif.
Sherlock
Holmes… Hepimizin bildiği gibi, popüler bir dedektif kahramandır. İngiliz yazar Arthur Conan Doyle tarafından 1800lerin sonlarında
yayınlanan bir dizi hikaye ve romanla meşhur olur.
Holmes, bu hikayelerde, karakter tahlilindeki başarısı ve
muhakeme gücüyle okuyucuları şaşırtmayı başarır. Kâh uyanık tavır takınır, kâh
saf ayağına yatar; ama sonuçta hemen her zaman galip çıkar. Garip bir
karakterdir, bir yandan uyuşturucu kullanır, bir yandan eskrim yapar.
Peki Sherlock Holmes gibi düşünmek nasıl olur yada neler yapmak gerekir.
1)
Temelbilgi: Konu hakkında yeterli bir bilgiye sahip olunması
2)
Gözlem: En önemlisi kendiniz dahil her şeyi gözlemlemek.
3)
Hayalgücü:Saatlerce haya kurabilmek (çok sabır ister çok)
4)
Sonuç Çıkarma: İşin son hali. Nihayi mutluluk.
Şimidi
burada verdiğimiz iki örnekte temelde gözlem ve sorgulayı kullanmaktadır.
Peki
Sokrates’den Sherlock Holmes’a geçmek zor mu?
Aslına
bakarsanız zor değil.
Hatta
çok zevkli bir durum.
Tabii
etrafınızdakiler sizinle biraz kafa bulacaklar, felsefe yapma diye ortam geyiği
olabilirsiniz. Bunlarada dikkat etmekte fayda var.
Sonuç,
günümüzde doğru bilgiye ulaşmanın bir çok yolu var ancak burada iki karakter
vermek istedim. İster Sokrates gibi isterseniz Sherlock Holmes gibi olmak
isteyin fark etmez.
Önemli olan
bir şeyi Düşünün ve Sorgulayın.
Soner CİHANKER
Bir
sonraki yazım “Eleştirel Düşünce” hakkında olacak.
KAYNAK.
Selahattin
Hilav, 100
Soruda Felsefe El Kitabı (İst.
1981) s. 38.
Eflatun'un
bütün diyaloglarında bu sözler bulunabilir, örneğin, Menon s. 162.
Macit
Gökberk, Felsefe
Tarihi (İst. 1988) s. 48.
S. P. Little, "Maieutic" Harper's Encycolopedia of Religious
Education (Newyork 1990)
s.605-606.
Eflatun, Theaitetos, s. 189.
http://opereysin.com/arastirma/1983-gercek-sherlock-holmes-kimdi/